“Ya iniş izni
çıkmazsa ne olur?” demiş ve 23 Kasım 2011 Çarşamba günü son postumuzu atarak
kendi bloğumuza postayı koyup blogspotta kendi haline terketmişiz. Ne yazık
bize ve biz gibi düşünenlere.
Şimdi sıralamaya
kalksam kendimi kandıracak bir sürü bahane ve mazereti, kısacası ne gerekiyor
ise onu güzelce yazıya aktarabilirim ama yapmayacağım. Dürüst bir şekilde
sevgili bloğum senle ilgilenemedim onu kabul ediyorum. Ama blog izleyicilerinin
Facebook sayfasında birkaç beğenide bulunması sonucu geçen hafta beğenenimiz 48
den 54 e yükseldi. Böyle bir bloğa hala ilgi oldugunu hem beğenilerden hemde
istatistiklerinde gelen ziyaretçinin 2/3 ünün hemen kaçmayıp sayfa çevirdiği
yönde olduğunu görünce zaman buldukça paylaşmaya, yazmaya devam kararı aldım.
Biraz da olsa otlardan arındırabildim. |
Aslında değişen
sadece bunlarda değildi bloğum açısından, bahçe ve blog serüvenimize çoğul olarak
başlamıştık. Zamanin ilerlemesi sonuçu tek başıma kalıverdim. Canım dostlarım
son postumuzu attıktan sonra bahçemizede posta attılar ve Bahçe ve Ben tek
başımıza kala kaldık.
Doğa ile mücadele
etmek çok farklı birşeymiş bunu işte o yanlızlığımda anladım. Çaresiz ve
bilgisizsiniz çözümleyeceğiniz birçok olayla karşılaşıyorsunuz. Doğa ile
küçücük bahçemizde başedilemeyeceğini ve ilgilenilmediği zaman herşeyin
hakiminin doğaana olduğunu kabullendim. Şimdi ise birşeyleri öğrenmeye ve
elimden geldiği ölçüdede sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Uzun lafa gerek
bırakmadan yeniden bloğumu sizlerinde sayesinde canlandıracağım. Yorumlarınızı
eksik etmeyiniz az bir zaman ayırıp iki kelimeden bir cümle de olsa yazı
veriniz efendim.
Sağlıkla kalın,
hoş kalın.
pilounda bahçanda gözel gözüm
YanıtlaSilbereketli mahsüllerin olsun hemi
Ustam dilekleriniz inşallah kabul bulur. Övgüleriniz için teşekkürler umarım yazmaya devam edecek zaman ve gücü sizler sayesinde bulabilirim. Saygılarımla...
Sil