4 Haziran 2011 Cumartesi

Bizler ve çıkıpta geldiğimiz topraklar. Oralar da bozkır yeşili.

Tanışmak bu kadar kolay olmasa gerek, bizler şuan için burada yaşıyoruz ama bir de terki diyar edip, sürüklenip geldiğimiz anavatan toprakları var demi? Yukardaki resim Büyük Baba’ya ait kendisinin şuan dahi ekip, keyfini sefa ettiği, bir toplamada 4 kilo ıspanak alınan, bir başka yeşillik. Bozkırın ortasında, kuraklığın kavurduğu bir ortamda bin bir zorluklarla yeşertilmeye çalışılan bir alan.


Bizler orada daha bir keser ile toprak çapalamadık veya bel ile toprağa kızmadık. Buralara gelincede çok bir çaba harcamadık yeşille, toprak ana ile kucaklaşmaya. Bir yeşil soğan bütün bu umursamazlığı alt üst etti ve tıkırtı tıkırtıya da tam o an denk geldi. Serüven başlayı verdi.

Bu bahçe günlüğü bir kişi tarafından kaleme alınmayacağından dolayı, bazen bir dağdan bazen ovadan seslenmeler olabilir. Sürçülisan eder isek şimdiden af fola.

Bu gün itibari ile bahçemize sivri acı ve tatlı, dolmalık ve çarliston biber, birde kara patlıcanları geçirdik. Ala patlıcan fideleri bir kazaya uğradığı için sadece 3 fide kurtarabildik. Onlarda bahçede yerini aldı. Bunlarla birlikte salatalık ve domates fideleri de topraktalar şuan.  

Küçük bir kaba marul ektik. Onlarda bahçede yer almaya sıraya geçtiler.

Haftalar önce ektiğimiz patatesler uykuya dalmışlar. Sadece 13 adet uyanık patates başkaldırıp toprağı yarmış ve bütün heybeti ile bizler buradayız ya sizler neredesiniz diyorlar. Bir miktar uyanık patates daha bulduk. Onları da toprakla buluşturacağız.  

Uzun uzun yazmak güzel ama sizleri de sıkmamak lazım. Zaten gelen gidiyormuş. Çok üzülüyoruz. Reytingleri artırmak için köstebek ailesinde bir aşk Hikayesini mi gündeme alsak? Yoksa sizlerin ilginç senaryoları var mı? Değerlendirmeye alalım. Her türlü ahlak çerçevesindeki tekliflere açığız.

Bizleri izlemeye devam ediniz. Doğa bu ne yapacağı hiç belli olmaz. Birde bakarsınız ki olanlar olmuş. Sevgi ile kalın. Bir sonraki yazıda görüşmek dilekleri ile.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder